NEVRUZ

NEVRÛZ 
  İran’da, bâzı Ortadoğu ülkelerinde ve ülkemizdeki bir kısım insanlar tarafından yeni yılın başlangıcı veya bahar bayramı adı altında kutlanan Mart ayının yirmi birinci gününe Nevruz denmektedir.
 Nevrûz Farsçada “yeni gün” mânâsına gelmektedir. İslâmiyetten önce İran’da Mecûsîlik ve Zerdüştlük inançları yaygındı. Ateşe tapan insanların yaşadığı İran’da ilk olarak devlet kuran Pişdânîoğullarının dördüncü ve en büyük hükümdarı Cemşid’dir .
 Hükümdarlığı zamânında İran’da  hiç kimse hasta olmamıştır. Bunun için ilâhlık dâvâsında bulunarak, milleti kendine taptırmıştır.Martın 20. günü tahta çıktığı için, bugüne Nevruz diyerek yılbaşı ve dînî bayram yapmıştır.
 Tahta geçtiği Mart ayının yirmi birinci gününü de kendine yılbaşı kabûl ederek bayram îlân etti. Nevrûz’un bayram olarak kutlanması böyle başladı. Asırlarca bayram olarak kutlanan Nevrûz İranlılar tarafından güneşin koç burcuna girdiği, tanrının evreni ve insanı yarattığı gün olarak da kabul edildi. 
 İran Müslümanlar tarafından fethedildikten sonra da buranın halkı câhiliye devrinden kalma olan bu âdetlerine devam ettiler. Ecdat yâdigârı adıyla hâlen kutlanan Nevrûz, İran kültürünün tesiri altında kalan bâzı ülkelere ve milletlere de geçti. İran’la siyâsî ve kültürel münâsebetleri olan bâzı Türk boyları da Nevrûz’u bir bayram olarak kutladılar. Meselâ Âzerbaycan’a Nevrûz kutlamaları İran kanalıyla geçti.
 Nevrûz’a ayrı bir önem veren şiîler bu günü, hazret-i Ali’nin doğum günü, hazret-i Fâtıma ile evlendiği gün ve hazret-i Ali’nin halîfe îlân edildiği günün yıl dönümü olarak kutlamaktaysalar da târihî kaynaklar bu iddiaları yalanlamaktadır. Yani Nevrûz’un şiîlikle bir alâkası yoktur.
 Günümüzde Zerdüştlük inancını sürdüren Parsiler arasında bayram olarak kutlanan Nevrûz’da koruyucu ruhlar ve ölüler için çeşitli duâların okunduğu ayinler yapılmaktadır.
 İslâm târihinde hiçbir zaman Nevrûz kutlaması olmamıştır. İslâm dînine göre Nevrûz’u mübârek gün olarak kabul etmek dînî bayram olarak kutlamak yoktur. Hinduların bayram günlerine, Zerdüştlerin (ateşe tapanların) Nevrûz günlerine ve Hıristiyanların Noel geceleriyle Paskalyalarına hürmet etmek, böyle gün ve gecelerde hediyeleşmek kesinlikle yasaklanmıştır.
 Bezzaziyye fetvasında, (Nevruz günü, Mecusilerin bayramıdır. O gün, Mecusilerin yanına gidip, onların yaptıklarını yapmak küfürdür. O gün, bayram yapan Müslümanın imanı gider de haberi olmaz) deniyor. Noel günü ve gecesinde ve kâfirlerin paskalya ve yortularında, onlar gibi bayram yapanın da kâfir olduğu bu fetvadan anlaşılmaktadır. (S. Ebediyye)
 İnanmayanların, ateşe tapanların bu bayramı İran’da bugün de kutlanmaktadır. Her milletin geçmiş eski târihlerinde doğru dinleri kabul etmedikleri zamanlardan kalma bâzı âdet ve sapık inançları olabilir. Doğru dinlerin gelmesi ile unutulmaya yüz tutan bu hurâfeler zaman geçip dinden uzaklaşmalar olunca yeniden ortaya çıkar. Zamanla câhil halk, İslâmiyetten önce yaşanmış olan bu sapık âdetleri ibâdet gibi benimserler.
 Nevruzun Türklükle, Müslümanlıkla, hatta İranla bir ilgisi yoktur. Cemşid ortaya çıkarmıştır. Mecusi bayramıdır. (Bezzâziyye)
 İslamiyet’ten önceki kâfirlerin âdetlerini, tapınmalarını, bugün meydana çıkarıp "ecdad yadigârı" diyenler, bu işin aslını doğru bilmeyenlerdir. Böyle diyenlere kanmamalıdır. Yabancılar da bunu körüklüyorlar. 
 Nevrûz olarak bilinen günün bu bakımdan İslâmiyetle uzaktan yakından alâkası yoktur. Ateş yakmak, üzerinden atlamak, erken saatlerde kalkıp çeşitli oyunları oynamak bir ibâdet olmayıp doğru yoldan ayrılmaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder